Şüphe Duymak

[admin]

Yine yabancı bir forumdan örnek olması ve aynı zamanda faydalanılması için bir tartışma konusu seçtim. 

Söz konusu birey kadından erkeğe geçiş yaparken bazı şüpheleri hakkında yardım istiyor.

darksou tarafından başlatıldı, 12 Ağustos 2024, 10:54:45 AM

Yani, 10 aydır testosteron kullanan ve çok fazla sosyal ve fiziksel disfori yaşayan ikili olmayan bir kişiyim.

Cinsiyet disforisiyle ilgili olmayan bir ameliyat geçirdim ve iyileşirken bir süredir evden çıkmadım. Bu, kelimenin tam anlamıyla bir hafta boyunca yanlış cinsiyetle anılmadığım anlamına geliyor.

Üst ameliyatı için bir cerrahla ilk konsültasyonumu yaptım ve artık göğsüm için korse veya sütyene ihtiyacım olmaması fikrini seviyorum. Artık varlıkları konusunda disforik hissetmiyorum, ancak şüphelerim olmaya başladı.

Muhtemelen bu vücut parçasının tadını çıkarabildiğim tek zaman cinsel bağlamdır ve çoğu zaman cinsellikle ilgili aktivitelerde bulunmayacağım için bunu önceliklendirmezdim.

Birçok günlük şeyde (giyeceğim kıyafetleri seçmek, varlıklarından rahatsız olmamak, nefes alabilmek ve korse ağrısı yaşamamak) büyük ölçüde iyileşeceğini bilmeme rağmen şimdi üst ameliyatı hakkında karışık duygularım var.

Bu konuda tavsiyeniz ne olur? Göğüslerim ameliyattan sonra kendimin cinsel bir parçası olmaktan çıkar mı? Önerebileceğiniz bir şey var mı?

Merhaba Darksou,

Benim tavsiyem, emin olana kadar beklemen. Çok gençsin, öyle düşünmüyor olabilirsin ama öylesin. Hayatının yaklaşık %75'i hala önünde. Disforinle 6 ay ila bir yıl daha yaşamak, hayatının geri kalanında yanlış kararla yaşamakla kıyaslanamaz. Ne yaptığından çok emin ol, geri dönüş yok ama her zaman tekrar ileriye gidebilirsin.

Lori, bunu cerrahla tartışmak konusunda iyi tavsiyelerde bulundu. Bir adım daha ileri gidip iyi bir terapist bulmanı öneririm. Senin için neyin doğru olduğuna karar vermene yardımcı olacak bir terapist bul. Seni doğru olduğunu düşündükleri yöne itenlere karşı temkinli ol. Ya da şüphelerini görmezden gelmeni teşvik edenlere, bunların bir nedeni var ve onları anlaman gerekiyor. Terapistinizin size ne yapmanız gerektiğini söylediğini fark ederseniz, değiştirmekten korkmayın.
 
Kendinizi öncelikli olarak ikili olmayan olarak tanımlıyorsunuz ve ben de çoğu kişi gibi ikili olmayan konusunda bilgili değilim, anladığım kadarıyla ikili olmayan birçok aralığı kapsıyor. Bir aralık, hiçbir cinsiyete ait olmayan bir vücut isteyenlerden, doğuştan sahip oldukları cinsiyet parçalarını benimserken iç cinsiyetlerini ikisinin de hiçbiri olarak görmeyenlere kadar uzanıyor. Kim bilir, belki de "o" vücut parçasından hoşlandığınız başka zamanlar da olduğunu keşfedersiniz. Yanlış anladıysam veya ikili olmayanın sizi kişisel olarak ilgilendiren şey olduğunu fazla genelleştirdiysem özür dilerim. Sadece yaşınız göz önüne alındığında, kesin olarak öğrenene kadar beklemenin yanlış olmayacağını düşünüyorum.

Size en iyisini diliyorum,

Tanrı sizi korusun.

Paulie.

Geçiş planım temel olarak bir trans erkekten bekleyeceğiniz gibi. Hem üst hem de alt ameliyatlar istiyorum, ayrıca testosteron kullanıyorum. Bunun nedeni disforimin böyle çalışması.

Üst ameliyat istememin sebebi, bunun bana %95 oranında yardımcı olacak olması. Üstsüz olabilmek, egzersiz yaparken disforik hissetmemek, artık bağ ağrısı çekmemek ve uyurken düz göğüslü olmak. En çok bu kısmımın artık cinsel olarak çekici bulunmama olasılığı beni rahatsız ediyor. Dürüst olmak gerekirse,

faydaları çok fazla olduğu için zaten yaptırmaya meyilliyim, ancak temelde ameliyat sonrası göğsümün tadını cinsel olarak çıkarabilir miyim diye merak ediyorum.

Bu hafta terapide bundan bahsedeceğim. 

Sana tavsiye vermektense tatlım, sana bir şey sormak istiyorum, eğer uygunsa? Buna dayanarak:

Alıntı: darksou 13 Ağustos 2024, 05:25:29 AM
Beni en çok rahatsız eden şey, bu parçamın artık cinsel açıdan çekici bulunmayacağı ihtimali.

Göğsünüzün cinsel olarak çekici olması fikri size nasıl hissettiriyor? Kendinizin o kısmı hakkında hissettiğiniz disforiyle ilgili olarak mı? Vücudunuzun bu kısmı, birinin her şeyden daha fazla ilgi duyacağından endişe duyduğunuz bir alan mı? Keşke orada olmasaydı dediğiniz bir parçanız cinsel çekim kaynağıysa, bu tür bir ilişkiye ihtiyacınız var mı?

Üzgünüm, çok fazla soru sorduğumu biliyorum. Daha genel terimlerle söylemek istediğim şey, güzelliğin bakanın gözünde olduğudur. Ve vücudunuzun bir kısmıyla tanımlanıyorsanız... bundan daha iyisini hak ediyorsunuz.

"Sen, evrendeki herkes kadar, sevgini ve şefkatini hak ediyorsun." - Buda.

İki kez paylaştığım için özür dilerim ama... Beni dinle, Darksou... çekici olmak için belirli yerlerde belirli parçalara sahip olman gerekmiyor, tamam mı? Sen, eğer huzurluysan ve kendinle mutluysan... acı çeken, saklanan, orada olmasını istemediği parçalarından utanan birinden çok daha çekicisin. Cazibe sadece anatomik değildir. Çoğunlukla anatomik olmadığını iddia edebilirim. Kendi içinde yeterince mutlu olan, dışarıya, dünyaya bakıp aldığı her şeyi geri veren biriyle ilgilidir, tamam mı?

Düşünülmesi gereken bir şey, tatlım. Göğsün sana rahatsızlık ve acı veriyorsa ve hayatının %95'i o uzantılar olmadan daha iyi olacaksa... hayatını olduğun gibi yaşa... ilişkiler kur ve geliştir. Sonra bunu rahat ve dürüst bir yerden yaparsın. Bir göletteki dalgalar gibi... ilk taşı atmalısın.

Sen göğüslerinle sınırlı değilsin, tatlım. Bundan daha fazlası için sevilmeyi hak ediyorsun.

Fikrimi söylemeyeceğimi söylediğimi biliyorum ama... bazı trans kadınların onlara karşı tam bir saplantısı var, sen tam tersini aydınlatıyorsun. Sen olduğun kişi olabilirsin çünkü sen sadece busun. İnsanların seni olduğun gibi görmesine izin ver. Ve eğer istemiyorlarsa, hayatında onlara ihtiyacın yok. 

Evet. Bu mantıklı. Belki de vücudumun ne kadar çekici olduğunu belirlemek için nasıl göründüğüne bu kadar odaklanmamalıyım. İnsanlar diğer insanları sever, vücutları değil.

Belki de strese girmemem gereken bir şey yüzünden strese giriyorum. Her ihtimale karşı bu hafta terapide bundan bahsedeceğim 

Ne anladık arkadaşlar; Başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin ...

Tatlıya bağlayalım 

[Nesly su]

Bilgi paylaşımı, insanların birbirleriyle iletişim kurmalarını sağlayan önemli bir unsurdur. 
Ancak bu paylaşımın ne denli düzeyli ve nitelikli olduğu da oldukça önemlidir. 
Yapılan yorumlardan anladığım kadarıyla, insanlar arasında gerçekten de çok değerli bilgi paylaşımları gerçekleşiyor ve "olmaz, canım daha neler" tarzında yargılama da yok. 
Oradaki hiç biri sanmıyorum ki bir psikolog veyahut cerrah.
Sadece bilgi paylaşımının ne denli zengin olduğunu ortaya koyuyorlar o kadar.
Kimseyi gömmek değil amacım ama, bazı açıdan henüz o seviyede olduğumuzu düşünmğyorum...

[Derya Deniss]

Konular geliyor buluşuyor aynı yerde düğüm düğüm oluyor. Yutkunalım @Nesly su ...

Önce nezaket, nazikler.
Birisi bir şey paylaşmışsa her ne olursa olsun, bilgiye soruya sorguya katılma isteği ve azmi mevcut.
Yardımlaşmak fikri bazda en azından katılmak esastır, bu bir bilinçtir.

Vatandaş bazı konularda şüphelerini dile getirmiş. El birliği ile asılmışlar, değerli dostumuz sakin kalın demişler. Fikir beyan etmişler. Başçavuşun eşeğidir dememişler. 

Nokta 

Psikiyatrik mevzulardan girecek olursak, toplumumuzda hiç bir rahatsızlığa rast gelinmediği içindir ki soru, sorun ya da sorgu üretilmez. Bundan olsa gerek ... "Alis Harikalar Diyarında" adlı eseri kim yazmış ? Ben mi çemkiriyorum ? Sen mi çekiştiriyor sun ? Bugün hava 21 derece ve kısmen güneşli !!!

[Nesly su]

Cahil olduğumu kabul ediyorum. Ben de dahil...
Geç kaldığımız konularda bilgi eksikliğimizle kendimizi savunuyoruz. 
Aydınlanmak için bilgiye dayalı bir şekilde kendimizi geliştirmemiz mi gerekiyor, yoksa karanlıkta kör kuyularda kalmak mı kaderimizdir?

[Ece]

Herkes konu ile ilgili ne kadar bilgisi ve ne düşüncesi varsa karşısındaki kişiyi rencide etmeden onun duyguları ile oynamayarak dürüstçe yazmış. Bizde ise durum farklı kişi hedef alınarak yorumlar yapılıyor konu arada kaybolup gidiyor. Konu daha sonrasında doğru bulunanlarla bulmayanlar arasında tartışmaya dönüyor

[Derya Deniss]

Sevgili @Ece @Nesly su dostlarım:
Fikirlerinize katılıyorum. Buraya aktardığımız örnek konu ve yapılan örnek yorumları güzeldi. Buradan pay çıkarmaya çalıştık. Eksiğimiz fazlamız da gündem oldu doğal olarak. Konu açan yada forumlara katılan üyeler / katılımcılar olarak, hemen her konuda fikrimizi yazıyor, paylaşıyoruz. Tartışıyoruz ...

Genel olarak ben, forum kültürümüzde bir terslik olduğu inancımı hep sürdürmüşümdür. Forumlarda öğretilmiş / öğrenilmiş çaresizlik var gibi gelmiştir bana. Yani Türk forum sistemleri nedense arzu edilen şekle ulaşamamıştır. Bir kere forumların asla ve kata sosyal medya içerikleri gibi olmadığını olamayacağını kendi fikrim olarak yine her fırsatta dile getirmiş, yazmışımdır. Sosyal medya profili özel alandır. Sahibi dilediği konuyu dilediği kimselerle ister paylaşır ister paylaşmaz. Herhangi bir şeyi tartışmaya isterse açar, istemezse açmaz. İnandığı her ne varsa içeriğini tek taraflı olarak dayatır. Forum böyle değildir.

Forumlarda özel alan olsa olsa profil içeriği olur. Profil sayfası özeldir. Bunun dışında ister yeni konu açılsın ister olana gönderi yapılsın, her ne kadar fikri özel de olsa forum kamu alanı gibidir. Gönderi kamuya açılmış bir sunumdur. Geri dönüşü yoktur, tartışmaya açılmıştır. Beğeni ve lehte / aleyhte fikirlere ev sahipliği yapacaktır. Nazik olmak şartı ile hem kişi hem de içeriği iyi kötü eleştirilebilir. Konu sahibi bu iyi bir şey diyebilir, fikrini hünerini sergiler ama dayatamaz. Zira kamu buna izin vermez. Forum bir topluluğun alanı olduğu için böyle yürür pek çok şey.

Burası memurlar nokta net değil. Onların konuları başka bizim topluluğumuzun konuları başka. Bizlerin konu ve tartışma alanı çok fazla. Sağlıktan eğitime, sosyal hayattan eve, evden işe kadar, psikiyatriden insan ilişkilerine kadar kocaman bir dünyayı buraya sıkıştırmaya çalışıyoruz. Tüm bunları da herkes katılsın diye yapıyoruz. Bilme ve bilinme dürtüsünü X de giderebilir, bir sayfa açabilir, poz poz fotolarda yayınlayabilir. Yanisi sanal alemde türbülansa kapılabilir. Sonra mı ? Tüm şüphelerini giderebileceği, gerçek arkadaş ve dostluklardan oluşan bir forum bulabilir miyim diye aranır durur. Bizi biz yapan bizleriz arkadaşlar. Sanal falan değiliz hiç birimiz.

Tartışın, tanışın ve kaynaşın ! No name dergisinin kapak kızı yada erkeği olmak kimseye huzur vermez emin olun. Teşekkürler.

[Nesly su]

Herkes konu ile ilgili ne kadar bilgisi ve ne düşüncesi varsa karşısındaki kişiyi rencide etmeden onun duyguları ile oynamayarak dürüstçe yazmış. Bizde ise durum farklı kişi hedef alınarak yorumlar yapılıyor konu arada kaybolup gidiyor. Konu daha sonrasında doğru bulunanlarla bulmayanlar arasında tartışmaya dönüyor

Sevgili @Ece @Nesly su dostlarım:
Fikirlerinize katılıyorum. Buraya aktardığımız örnek konu ve yapılan örnek yorumları güzeldi. Buradan pay çıkarmaya çalıştık. Eksiğimiz fazlamız da gündem oldu doğal olarak. Konu açan yada forumlara katılan üyeler / katılımcılar olarak, hemen her konuda fikrimizi yazıyor, paylaşıyoruz. Tartışıyoruz ...

Genel olarak ben, forum kültürümüzde bir terslik olduğu inancımı hep sürdürmüşümdür. Forumlarda öğretilmiş / öğrenilmiş çaresizlik var gibi gelmiştir bana. Yani Türk forum sistemleri nedense arzu edilen şekle ulaşamamıştır. Bir kere forumların asla ve kata sosyal medya içerikleri gibi olmadığını olamayacağını kendi fikrim olarak yine her fırsatta dile getirmiş, yazmışımdır. Sosyal medya profili özel alandır. Sahibi dilediği konuyu dilediği kimselerle ister paylaşır ister paylaşmaz. Herhangi bir şeyi tartışmaya isterse açar, istemezse açmaz. İnandığı her ne varsa içeriğini tek taraflı olarak dayatır. Forum böyle değildir.

Forumlarda özel alan olsa olsa profil içeriği olur. Profil sayfası özeldir. Bunun dışında ister yeni konu açılsın ister olana gönderi yapılsın, her ne kadar fikri özel de olsa forum kamu alanı gibidir. Gönderi kamuya açılmış bir sunumdur. Geri dönüşü yoktur, tartışmaya açılmıştır. Beğeni ve lehte / aleyhte fikirlere ev sahipliği yapacaktır. Nazik olmak şartı ile hem kişi hem de içeriği iyi kötü eleştirilebilir. Konu sahibi bu iyi bir şey diyebilir, fikrini hünerini sergiler ama dayatamaz. Zira kamu buna izin vermez. Forum bir topluluğun alanı olduğu için böyle yürür pek çok şey.

Burası memurlar nokta net değil. Onların konuları başka bizim topluluğumuzun konuları başka. Bizlerin konu ve tartışma alanı çok fazla. Sağlıktan eğitime, sosyal hayattan eve, evden işe kadar, psikiyatriden insan ilişkilerine kadar kocaman bir dünyayı buraya sıkıştırmaya çalışıyoruz. Tüm bunları da herkes katılsın diye yapıyoruz. Bilme ve bilinme dürtüsünü X de giderebilir, bir sayfa açabilir, poz poz fotolarda yayınlayabilir. Yanisi sanal alemde türbülansa kapılabilir. Sonra mı ? Tüm şüphelerini giderebileceği, gerçek arkadaş ve dostluklardan oluşan bir forum bulabilir miyim diye aranır durur. Bizi biz yapan bizleriz arkadaşlar. Sanal falan değiliz hiç birimiz.

Tartışın, tanışın ve kaynaşın ! No name dergisinin kapak kızı yada erkeği olmak kimseye huzur vermez emin olun. Teşekkürler.

Bugün forumda okuduğum @derya'nın yorumu gerçekten dikkatimi çekti. (Okumuyoruz, eskiden de okumazdık...) 
Gerçekten de, günümüzde bilgiye erişim o kadar kolay ki, ancak insanlar hala kendilerini geliştirmekten uzak, sadece ezbere yaşayan bireyler haline gelmiş durumda. 
Eskiden olduğu gibi derinlemesine konuları araştırmak, bilgiye dayalı tartışmalar yapmak yerine, sadece yüzeysel bilgilerle yetinip "mış gibi yaşıyoruz". 
Bu durum hiç hoş değil aslında. 
Forumda konuşmak, tartışmak elbette önemli ancak bunu yaparken yapıcı olmak da bir o kadar önemli. 
Kimse kimsenin egosunu tatmin etmek için burada değil zaten. 
Adı üstünde, bu bir bilgi paylaşım ve arkadaşlık forumu. 
Bizler burada birlikteyiz, ben ve sen yok, biz var. 
Herkesin fikrine saygı duyarak, yapıcı bir şekilde tartışmak en doğru olanıdır. 
Bu şekilde hem birbirimizden öğreniriz, hem de daha olumlu bir ortam oluşturabiliriz.